Sabah belirtilen noktalardan, bir açık hava müzesi olan tarihi ve antik kent İznik’e hareket ediyoruz. Makedonya kralı Büyük İskender’in komutanlarından biri olan Antigoinus tarafından MÖ. 316 yılında kurulan kent “Antigonia” adını almıştır. Büyük İskender’in mirasçısı General Lysmiakhos, MÖ. 301’de Antigoinus’u mağlup etmiş, kenti yönetimi altına alarak kente sevgilisinin adı olan “Nikaia” adını vermiştir. Daha sonra kent, Romalıların eline geçmesiyle “Nicea” adını almıştır. 1080 yılında Selçuklu Devleti’nin başkenti olmasıyla “Nicea’nın izi” anlamında “İznik” olarak değiştirilmiştir.
Nicaea, Hellenistik, Roma ve Bizans dönemlerinde, çağının sosyal, kültürel ve dinsel özelliklerini yansıtan, şehir surları su yolları, tiyatro, kiliseler ve anıtsal mezarlarla imar edilmiş, Roma ve Bizans dönemlerinde (MS 325 ve 787) I. ve II. Konsül toplantıları yapılarak, tarihsel olaylara sahne olmuştur. İznik her dönemden devraldığı mimari mirası ile bir açık hava müzesi niteliğini hala korumaktadır. Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı uygarlıklarının arkeolojik ve etnografik kalıntılarıyla bütünleşmiş durumdadır.
Turumuza Türkiye’nin 5. büyük gölü olan, tektonik tatlı su gölü İznik Gölü’nde yarım saatlik gezintiyle başlıyoruz. Ardından Osmanlı devrinde yapılan ilk camilerden olan ve adını minaresinde bulunan yeşil renkli çinilerden alan Yeşil Cami’yi ve Hıristiyanlar için önemi olan Ayasofya Kilisesi’ni geziyoruz. 1. ve 7. Konsüller burada toplanmış, Hıristiyan alemi için kanun sayılan maddeler burada karara bağlanmıştır. Bu nedenle her yıl binlerce Hıristiyan bu mekanı gezerek hac görevini yerine getirmektedir.
15000 kişilik 2000 yıllık antik tiyatroyu da gezdikten sonra buradan Keramet Ilıcası’na geçiyoruz. Keramet Ilıcası’nda 3 saat termal gölden faydalanma, mangalda et, tavuk, köfte; meşrubat, tatlı, çay ikramı. Akşam 18:00 civarında İstanbul’a hareket.